- Arpacık
- Çocuklarda Şaşılık (Strabismus)
- Diyabetik Retinopati
- Göz Nezlesi (konjuktivit)
- Göz Tansiyonu
- Göz Uçuğu (Herpes)
- Gözleriniz ve Sağlığınız
- Güneş Gözlüğü Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz
- Katarakt Nedir
- Katarakt ve Tedavi Yöntemleri
- Kirpik Dibi İltihabı (Blefarit)
- Makular Dejenerasyon (Sarı Nokta Hastalığı)
Hastalık Rehberi > Göz
Arpacık
Arpacık Arpacık pek çok insanın hayatı boyunca karşılaştığı küçük kozmetik bir sorun olarak bilinmektedir ancak dikkat edilmediği takdirde pek çok kalıcı şişliğe neden olabilirken, bazen kırma kusurlarına, gözlük ihtiyacına, alerji ya da yetersiz kirpik hijyenine de işaret edebilir. Halk arasında arpacık olarak bilinen rahatsızlık göz kapaklarının akut bir enfeksiyonudur.
Çocuklarda Şaşılık (Strabismus)
Çocuklarda Şaşılık (Strabismus) Şaşılık nedir? Şaşılık, gözleri farklı yönlere bakması ve/veya tek bir noktaya odaklanamaması durumudur. Bir göz bazen veya her zaman yukarı veya aşağı ya da yukarı ve dışarı açıktır. Şaşılık genellikle erken çocukluk döneminde başlar ve kısa sürede tedavi edilmezse yetişkinliğe kadar sürebilir.
Diyabetik Retinopati
Diyabetik Retinopati Diyabetik Retinopati Nedir? -Diyabetik Retinopati görme kaybına hatta körlüğe neden olabilen bir göz problemidir. Çoğunlukla kan şekerlerini kontrol edemeyen diyabetli hastalarda görülür. Diyabetik Retinopatinin belirtileri nelerdir ? -Bu hastalığa sahip çoğu insan belirtiler hastalık ilerledikten sonra kendini gösterir.
Göz Nezlesi (konjuktivit)
Göz nezlesi (konjuktivit) Gözleriniz kızarıyorsa ve içinde kum varmış gibi hissediyorsanız göz nezlesi olabilirsiniz. Gözleriniz bir ya da iki gün sonra daha iyi olmaya başlamadıysa doktora, eczacıya veya bir gözlükçüye görünmelisiniz, çünkü bu nadiren de olsa daha ciddi bir problemin sinyalleri olabilir. Göz nezlesi nedir? Göz nezlesi, göz akınız ve kapağınızın içini kaplayan ince bir astar olan konjoktivinizde oluşan bir enfeksiyondur.
Göz Tansiyonu
Göz Tansiyonu (Glokom) Her 100 kişiden birinin sorunu olan göz tansiyonu ya da glokom, tüm körlüklerin de yüzde 5'inden sorumlu tutuluyor. Yıllarca hiç belirti vermeden ilerleyen glokomun bebekler açısından risk oluşturduğuna işaret edilmektedir. 1 yaş altındaki tüm bebeklerin kontrolden geçirilmesi önerilmektedir.